İstanbul Üniversitesindeki son gelişmeler üzerine, bize gönderilen bu yazıyı yayınlıyoruz. ;

ÜNİVERSİTELERDE DURUM VE FAşiST SALDıRıLAR

12 Eylül 1980 darbesi baskıyı sistematikleştirmek,toplumdaki muhalif hareketin sesini keserek,neo-liberal uygulamaların altyapısını hazırlamak,işlemez hale gelen burjuvaziyi tek elde toplayarak,tüm işçi muhalif örgütlenmeleri yok eden,faşist bir darbeydi.Darbenin ardından,muhalif seslerin yoğun olduğu üniversitelerin de baskı altına alınması ve piyasaya açılması için YÖK kuruldu.Gerçekten de 1981’de kurulan YÖK’ün ilk ve esas çabası üniversitelerde siyasi iktidar için sorun yaratan ne varsa,hepsini zor yolu ile yok etmek, üniversiteleri her türlü muhalif sesten arındırmaktı.

YÖK,bu amacını gerçekleştirebilmek için gerek öğretim üyeleri, gerekse öğrenciler arasında tam bir kıyım gerçekleştirdi.Genelkurmayın belirlediği binlerce öğrenci okullardan atıldı yada cuntanın işkencehanelerinden geçirildi.Disiplin yönetmelikleri ile öğrenciler ve öğretim görevlileri hiçbir gerekçe gösterilmeden cezalandırıldı.Benzer sorunları bir daha yaşamamak için baskı rejimi süreklileştirildi ve günümüze kadar aynı şekilde sürdürüldü ve sürdürülüyor. .

Bu baskı rejimi üniversitelerde idare eliyle yürütülmektedir.istanbul Üniversitesi rektörü göreve geldiği ilk günden beri üniversitede siyaseti bitireceğini söylüyordu.Elbette burda siyasetten kastı,devrimci siyasettir.Yoksa rektörün gerici,faşist öğrencilerin siyasetiyle bir alıp veremediği yoktur,bunu pekala görmekteyiz.Rektörün devrimci siyaseti bitirmeyi amaçlamasının sebebi nedir?Bunu başarırsa bu kime yarıyacak?Bu durumda bu sorulara yanıt aramalı.Yazının başında da belirttiğimiz gibi 1980 darbesinin ardında kurulan YÖK üniversitelerde baskıyı sistematikleştirdi; üniversitelerin serbest piyasaya açılabilmesi, ticarethaneye dönüştürülebilmesi için bu gerekliydi.YÖK’ün başkanının ilk özel üniversite olan Bilkent Üniversitesini kurması durumu çok güzel özetliyor.Özel üniversite giderlerinin %50’sinin devlet tarafından karşılanması, 22 özel üniversiteye devlet tarafından aktarılan paranın, 53 devlet üniversitesine aktarılandan fazla olması neoliberal politikaların 25 yıldır nasıl hayata geçirildiğini,eğitimin yavaş yavaş bir hak olmaktan nasıl çıkarıldığını,parası olan okusun mantığının nasıl egemen olduğunu gözler önüne seriyor. .

İstanbul Üniversitesine tekrar dönersek, diyebiliriz ki;rektörün, rektör olmadan önce görevleri belliydi,siyaseti bitireceğim demesinin sebebi de görevlerini yerine getirebilmek için önünü açmak,muhalif sesleri sindirmek istemesidir.Uygulamaları bizi doğrular niteliktedir.Yaz okullarının paralı hale getirilmesinin ardından,üniversiteden yükselen muhalefet, atılan bu ilk adımın boşa gitmesini sağlamıştı.Bunun üzerine rektör daha planlı ve sistematik bir yöntemle dönüşümlere zemin hazırladı.Geçtiğimiz dönem başında tüm üniversiteye kameralar yerleştirildi.Üniversitenin kapılarını özel şirketlere pazarladı.Yemekhaneleri özelleştirdi.Özelleştirmeye karşı mücadeleyi yükselten öğrenciler soruşturma terörüyle karşı karşıya kaldı.800’den fazla soruşturma açıldı,11 öğrenci okuldan atıldı,40 öğrenciye bir yarıyıl ile 4 yarıyıl arası değişen uzaklaştırma cezaları verildi.

Öğrencilere yapılan saldırılar sadece idare tarafından yürütülen soruşturma terörüyle sınırlı değil.Bir de tamamen şiddete dayalı faşist saldırılar var.Özellikle 2006-2007 öğretim yılının açılmasıyla birlikte faşist saldırılar sadece yoğunlaşmak ve yaygınlaşmakla kalmayıp,artan oranda planlı ve sistematik hale geldi.Ülke genelinde her şehirden neredeyse hergün bir saldırı haberi geliyor.istanbul Üniversitesi iletişim Fakültesi’nde okuyan bir öğrencinin Beşiktaş’ta 5 kişilik faşist grubun saldırısına uğraması ve kafasına aldığı satır darbeleriyle ağır şekilde yaralanması son örneklerden biri.Faşistlerin polis ve özel güvenlikle işbirliği halinde olması durumun önemini gösteriyor.Faşistler özel güvenliklerin gözetiminde okula satır sokabiliyorlar ve oturma eylemi yapan öğrencilere karşı polis-güvenlik faşist işbirliğinde saldırabiliyorlar.Faşistlerin polis ve özel güvenlik tarafından kollandığı gerçeği her olayda karşımıza çıkıyor. .

Buraya kadar olayların başlangıcını,günümüze kadar nasıl geliştirildiğini ,günümüzde nasıl sürdürüldüğünü ve neyi amaçladığını açıklamaya çalıştık.şu andaki mücadelenin öncü birkaç öğrenciyle sınırlı kalmasının,kitleselleşememesinin,idarenin ve faşistlerin saldırılarını pervasızlaştırdığını göstermeye çalıştık.Demek istediğimiz;bugün öğrencilerin uğruna soruşturma yedikleri,okuldan uzaklaştırldıkları/atıldıkları ve hatta bazen dayak yedikleri şey hepimizi ilgilendiriyor,bu hepimizin sorunu ve buna sahip çıkmalıyız diyoruz.Zar zor verdiğimiz har(a)çların özel güvenliklere ve kameralara yatırılması,eğitimin giderek bilimsellikten uzaklaşması,ezberciliği dayatması,yemekhanelerin özelleştirilmesi,ulaşıma verilen paralar vs...bunlar hepimizin sorunları ve ancak biz sahip çıkıp mücadele ettiğimizde değişme ihtimali var.Amacımız mücadeleyi kitleselleştirmek,bir yanda arkadaşlarımız bizi de ilgilendiren sorunlar yüzünden soruşturma yada dayak! yerken duyarsız kalmamak,sorunlara ve saldırılara hep beraber dur demek.Bu sebeplerden ötürü biz Yabancı Diller bölümünde okuyan devrimci ve yurtsever öğrenciler olarak bu broşürü çıkarıyoruz ve öğrencileri sorunlara duyarsız kalmamaya çağırıyoruz.çünkü biz biliyoruz ki kurtuluş asla tek başına olmayacak, bunu hep beraber başaracağız. .

Önümüzdeki dönemde Öğrenci Hareketinin Genel ve Somut Talepleri

1.YÖK kaldırılmalı ;

2.Soruşturma terörüne son verilmeli okuldan atılan öğrenciler geri alınmalı ;

3.Fakülteden fakülteye geçiş yasağı kaldırılmalı

4.Özel güvenlik birimlerinin görevlerine derhal son verilmeli,sürekli bizi gözetleyen kameralar kaldırılmalı

5.Ulaşım ücretsiz olmalı

6.Özelleştirme uygulamalarına son verilmeli

7.Bilimsel eğitimin önü açılmalı,ezberciliğe son verilmeli,çan eğrisi gibi öğrencileri çıkarcı yapan bencilleştiren uygulamalara son verilmeli

8.Üniversiteye giriş sınavı kaldırılmalı

9.Her üniversitede mevcut olan sivil ve resmi polisler ve jandarmalar üniversiteleri terk etmeli

10.Öğrencilerin ve ailelerinin sırtında bir kambur olan harç alma kaldırılmalı

11.Ana dilde eğitim